Cumartesi Anneleri taleplerini sıraladı: Hakikat Komisyonu kurulsun 2025-08-20 15:53:27 ANKARA - Meclis komisyonunda dinlenen Cumartesi Anneleri, gözaltında yaşanan kayıpların araştırılması için Hakikat Komisyonu'nun kurulmasını istedi.   Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 5’inci toplantısında Cumartesi Anneleri dinlendi. Cumartesi Anneleri, geçmişe girmeden bugünü anlatamayacaklarını belirtterek, komisyona taleplerini sundu.   Cumartesi Annesi İkbal Eren, gözaltında kaybedilen abisi ve tüm kayıplar için adalet talebini dile getirdi. İkbal Eren, “Sayın Başkan geçmişe girmeden bugünü anlatamayız” dedi. İkbal Eren, abisi Hayrettin Eren’in 1954 doğumlu İstanbul Üniversitesi mezunu bir İngilizce öğretmeni olduğunu, ancak mesleğini hiç icra edemediğini belirterek, “Abim, 1980 yılında arkadaşıyla buluşmak üzere evden çıktı. Polis, bu buluşmayı öğrenince abimi gözaltına alarak Fatih Karagümrük Karakolu’na götürdü” dedi.   Anne ve babasının durumu öğrenir öğrenmez karakola gittiğini anlatan İkbal Eren, şunları aktardı: “Polis, gözaltı defterine bakarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gönderildiklerini söyledi. Ancak emniyete gittiğimizde burada yok dediler. Arabamızın emniyetin bahçesinde olduğu görülüyordu. Annem her sorduğunda polis, annemi tartaklayarak uzaklaştırdı. Fatih Karagümrük Karakolu’na geri döndüğümüzde ise bize ‘Size yanlış bilgi verilmiş’ dediler.”   İkbal Eren, komisyonda bulunma amacını “Abim ve tüm gözaltında kaybedilenler için adaletin sağlanmasıdır” sözleriyle özetledi.   ‘BİZİMDE YER ALACAĞIMIZ BİR KOMİSYON KURULSUN’   “Kalanların yaşadığı psikolojik işkenceyi de unutmamak gerekiyor" diyen  İkbal Eren, devamla şunları kaydetti: “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu olarak Cumartesi Anneleriyle görüşme isteğinde bulunmanızı, hem biz kayıp yakınları açısından hem de ülke demokrasisi açısından önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bu komisyonun çözüm odaklı ve samimi olduğuna inanmak istiyorum. Şayet hep birlikte gerçekten demokratik bir ülkede yaşamak istiyorsak, bu yaraların iyileştirilmesi gerekir. Bunun için de bilimsel yollarla ilerlenecek, hakikatleri ortaya çıkartacak ve doğru çözümler üretecek; içinde bizim de yer alacağımız bir komisyonun kurulması gerektiğini düşünüyorum.”   ‘HAKİKAT KOMİSYONU KURULMALIDIR’   Cumartesi Annesi Maside Ocak ise, abisi Hasan Ocak'ı anlattı. Maside Ocak,  "Abim Hasan Ocak, atama bekleyen bir ilkokul öğretmeniydi. İş hanında çaycılık yapıyordu. Avcılar’da yaşıyorduk. Bir gün pasta almaya gitti ve bir daha evimize dönmedi. Bekleyişimiz ve arayışımız, iç hukuktan sonuç alamıyor olmamız bizi bir araya getirdi. Neden Galatasaray’a gittiğimizi anlamanızı isteriz. 699 hafta boyunca barışçıl buluşmalar gerçekleştirdik. 25 Ağustos 2018 tarihinde ağır polis şiddetiyle karşılaştık. Galatasaray Meydanı o tarihten beri bize yasaklandı. Yeni ihlallerin ortadan kaldırılması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) aldığı kararını valilik ve kaymakamlığa gönderdi. Anayasa Mahkemesi (AYM) meydanın açılması için karar verdi. Ancak Galatasaray Meydanı hâlâ yasaklı bir meydan. Suç unsuru olmamasına rağmen hukuksuz olarak 29 defa gözaltına alındık. Galatasaray Meydanı’nın tüm hak savunucularına açılmasını istiyoruz. Ayrıca Hakikat Komisyonu da kurulmalıdır” taleplerinde bulundu.   ‘30 YILDIR O ARACIN PEŞİNDEN KOŞUYORUZ'    Sonrasında konuşan Cumartesi Annesi Besna Tosun ise, “Annem aşağıya bakarak üç kişinin babamı zorla Beyaz Toros’a bindirdiğini gördü. Aynı anda annem ve babamın çığlıklarını duyduk. En küçüğümüz 5, en büyüğümüz 14 yaşındaydı. Aşağıya koştuk; babamı arabaya zorla bindiriyorlardı. Abim 14 yaşındaydı, araçtaki kişi ‘Gel, seni de bindirelim’ dedi. Tüm mahalle sokağa koştu, araç hızla uzaklaştı, yetişemedik. 34 UD 597 plakalı Beyaz Toros’un peşinden koştuk. 30 yıldır hala tüm aile o aracın peşinden koşuyoruz. Babam Fehmi Tosun, 19 Ekim 1995’te evimizden alındı. 30 yıl boyunca başvurduğumuz hukuk yollarının hiçbiri sonuca ulaşmadı. Babamın gözaltına alındığı, tüm devlet kurumları tarafından inkar edildi. Hükümet, AİHM’e ‘Hükümetimiz Fehmi Tosun’un kaybolmasından dolayı üzgündür’ dedi. Kararlara itirazlarımız reddedildi; tüm hak arama yolları bizlere kapatıldı” dedi.   ANNELERİN TALEPLERİ   “Amacımız hakikatin ortaya çıkarılması ve adaletin sağlanmasıdır” diyen Besna Tosun,  Cumartesi Anneleri'nin  ortak taleplerini şu şekilde sıraladı;   “* Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi  ve Anayasa Mahkemesi kararları uygulansın   * Galatasaray Meydanı’ndaki keyfi yasaklama son bulsun   * Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun alt komisyonu olarak gözaltında kayıpları araştırmak üzere “Hakikat Komisyonu” kurulsun   * Devlet, gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluğunu kabul etsin   * Gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklansın, kalıntıları ailelerine teslim edilsin   * Gözaltında kaybetme suçunun fail ve sorumlularını koruyan cezasızlığa son verilsin ve adalet sağlansın   * Gözaltında kaybetme fiilinin insanlığa karşı işlenen suç olarak düzenlenmesine, önlenmesine ve cezalandırılmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılsın. Zamanaşımı kurumu cezasızlığın aracı olmaktan çıkarılsın. Bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin   * Türkiye, imzalamaktan kaçındığı, BM Tüm Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşme ile Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni Kuran Roma Statüsü'nü imzalasın, onaylasın ve uygulasın. Barış yalnızca silahların susması değildir. Barış; hakikatin dile gelmesi, adaletin tesis edilmesi ve mağdurların sesi duyulana kadar sürecek toplumsal bir sorumluluktur.”