TUC konferansında 'Abdullah Öcalan’a özgürlük' çağrısı 2025-09-11 12:25:01   HABER MERKEZİ - Birleşik Krallık’ın en büyük emek hareketlerinden TUC’un yıllık konferansında, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne vurgu yapıldı.    Birleşik Krallık’ın en büyük emek hareketlerinden Sendikalar Birliği Kongresi (TUC), yıllık konferansını 7-10 Eylül tarihleri arasında Brighton Centre’da düzenledi. Dün yapılan son oturumun başlığı “Barış ve Demokraside Yeni Bir Sayfa: Öcalan ve Türkiye ile Suriye’de siyasal çözüme giden yol" oldu.    BFAWU Sendikası Genel Sekreteri Sarah Wooley, TUC yöneticisi Mariela Kohon, Suriye Demokratik Meclisi Britanya Temsilcisi Dr. Mohamed Moustafa, Unite Sendikası yöneticisi ve Öcalan’a Özgürlük Kampanyası Sözcüsü Simon Dubins ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dış İlişkiler Komisyonu Eşsözcüsü Bedran Öztürk söz konusu oturumda söz aldı.    Toplantının açılış konuşmasını yapan Simon Dubins, Kürtlerin DAİŞ’e karşı savaşta oynadığı kritik role değindi. Dubins, 2016’da bölgeye yaptıkları ziyarette yaşadıkları tanıklıkların kendisini derinden etkilediğini belirterek, "Son aylarda Türkiye ve Kürdistan’da çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Kürt özgürlük hareketi lideri Abdullah Öcalan, hem Türkiye’de hem de Suriye’de yaşanan savaşın demokratik yöntemlerle çözülmesini vadediyor. Kolay bir süreç olmayacak, çok kaygan bir zemin var. Türk devleti Rojava konusunda samimi olmayan bir duruş sergiliyor. Şu an her zamankinden daha fazla dayanışmaya ihtiyaç var. Öcalan halen özgür değil ve bu olmadan gerçek bir barış sürecinden bahsedemeyiz. Çok daha fazlasını yapmamız gerekiyor ve elimizde güçlü bir zemin var” dedi.   ‘ÖCALAN ÇATIŞMADAN ÇIKIŞ YOLU SUNUYOR’   Sarah Wooley ise, emek mücadelesi ile Kürt halkının özgürlük mücadelesi arasında doğrudan bağ olduğunu vurguladı. Sarah Wooley, dayanışmanın bir "hayır" işi olmadığını, bir görev ve eylem olduğunu ifade etti. Sarah Wooley, "Emekçilerin mücadelesi birbirine bağlıdır. Britanya’da, Türkiye’de ya da Kuzey ve Doğu Suriye’de fark etmez. Öcalan’ın taban demokrasisi, kadın özgürlüğü ve azınlık hakları vizyonu çatışmadan çıkış için bir yol sunuyor" diye konuştu.    'YENİ SİSTEM UMUT VERİCİ BİR MODELDİR'   Dr. Mohamed Moustafa, Abdullah Öcalan’ın Demokratik Ulus önermesinin bölgedeki sorunların çözümünde kilit rol oynayabileceğinin altını çizdi. Abdullah Öcalan’ın sadece Kürtler için değil, tüm Suriye halkları için yeni bir toplumsal sözleşme önerdiğini ifade eden Moustafa, "Bu, dışlanmaya değil kapsayıcılığa; tahakküme değil, eşitliğe dayalı yeni bir sistem demektir. Kürtlerin, Arapların, Asurilerin, Türkmenlerin, Ermenilerin, Müslümanların, Hristiyanların ve Êzidîlerin eşit haklarla birlikte yaşayabilmesidir. Kadınların siyasette eşit ortaklığı bu vizyonun merkezinde yer alır. Çünkü kadın özgür değilse toplum da özgür olamaz" ifadelerini kullandı.    Bedran Öztürk ise, Abdullah Öcalan’ın rolünün önemine değindi. Öztürk, "Kürt halkı 1924’ten bu yana kimlik inkârıyla karşı karşıya. Ancak bu baskı politikaları ne Türkiye’ye ne de başka kimseye hiçbir şey kazandırmadı. Sayın Öcalan, yalnızca mevcut sistemi eleştirmiyor, aynı zamanda yeni bir sistem öneriyor. Kuzey ve Doğu Suriye’deki ortak yönetim deneyimi bunun en somut örneği. Kadınların öncülüğünden doğrudan demokrasinin uygulandığı, halkların eşit bir şekilde temsil edilip kendilerini ifade ettiği bu deneyim bölge için umut verici bir modeldir” diye konuştu.    Toplantıdaki katılımcılar da “Barış için Abdullah Öcalan’a özgürlük” çağrısı yaptı.