Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu YENİLENDİ 2025-09-20 18:55:21 İSTANBUL - 32’nci Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri yapılan kitlesel törenle, sahiplerini buldu. Tören'de yapılan konuşmalarda, "Zehirli dili bırakın, barış dilini inşa edelim" çağrısı yapıldı.    Yeni Yaşam Gazetesinin, Musa Anter’in (Apê Musa) 20 Eylül 1992’de Amed’de JİTEM tarafından katledilmesinin ardından gerçekleştirdiği 32’nci Musa Anter ve Özgür Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri gecesi düzenlendi. “Türkçe Haber”, “Video Haber”, “Kürtçe Haber”, “Fotoğraf (Haber Fotoğrafı)”, “Karikatür” ve “Kadın Haberciliği” olmak üzere altı ayrı dalda düzenlenen ödüller Bakırköy’de bulunan Cem Karaca Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törenle sahiplerine takdim edildi.   TÖRENE KİTLESEL KATILIM    Ödül törenine, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Barış Anneleri, Asrın Hukuk Bürosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAYDER), Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) Demokratik Aleviler Derneği (DAD) üyeleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) üyeleri, çok sayıda gazeteci, halk katıldı. Katledilen Özgür Basın emekçileri Çetin Abayay'ın, Nazım Babaoğlu'nun, Burhan Karadeniz'in, Nujiyan Erhan'nın, Necmettin Salaz'ın, Engin Kişin'in, Kemal Kılıç'ın, Mazlum Erenci'nin, Aziz Köylüoğlunun, Nesrin Tekenin, Rohat Aktaş'ın, Hüseyin Deniz'in, Orhan Karaagar'ın, Cihan Bilgin'in, Gülistan Tara'nın, Nazım Daştan ve Metin Göktepe'nin aileleri törende yer aldı.     ÖZGÜR BASIN ARŞİVİNDEN SERGİ OLUŞTURULDU   Etkinliğin düzenlendiği salona katledilen Musa Anter ile Gurbetelli Ersöz ve 1990’lı yıllardan günümüze kadar katledilen Özgür Basın emekçilerinin fotoğraflarının yer aldığı “Biranîna wan riya me ronî dike/ Anıları yolumuzu aydınlatacak” yazılı pankart asıldı. Tören salonun girişine özgür basın arşivinde yer alan fotoğraflarının yer aldığı sergi oluşturuldu.   Kürtçe ve Türkçe sunumların yapıldığı tören, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından “Şehit namirin” sloganı atılarak, zılgıt çekildi.    ‘BARIŞIN HAKİM OLDUĞU HABERLERİ YAPALIM’   Törende ilk olarak Yeni Yaşam Gazetesi adına gazeteci Ahmet Güneş söz aldı. Özgür Basının barışın tarafında yer aldığını belirten Güneş, “Türkiye’nin ezelden beridir üstlendiği davranış, Kürt gazetecileri her zaman hedef aldı ve halen de alıyor. Son olarak Tişrîn Barajı’nda yaşanan savaşı takip ederek dünyaya duyuran Nazım Daştan ve Cihan Bilgin arkadaşlarımız hedef alınarak katledildi. Ardından buna isyan eden, kabul etmeyen ve arkadaşlarını savunan gazeteciler gözaltına alındı ve hapishanelere konuldu. Biz hem Nazım’ın hem de Cihan’ın gazetecilikte ısrarını ve cesaretini miras olarak görüyoruz. Halkın haber alma hakkını savunarak hakikatleri duyurmayı ilke edinmiş bu gelenek, Serxewbun’da cesareti gördü ve bugüne geldik. Kuşkusuz barış sürecinin mimarı sayın Abdullah Öcalan’ın büyük emekleri ile temelleri atılan Demokratik Toplum Süreci’nde basının etkisi çok önemli. Barış rüzgarlarının estiği bu aylarda barış dilini de kurmalıyız. Buradan da tüm basına şu çağrıyı yapmak isteriz; zehirli dili bırakın, barış dilini inşa edelim. Kan ve gözyaşı haberleri değil, barışın hakim olduğu hayatların ve olayların haberlerini yapalım” dedi.    Ardından Özgür Basın tarihi ve mücadelesine dair sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi.   ‘APÊ MUSA’NIN GENÇLERİ BİZLERİ UMUTLANDIRIYOR’   DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Apê Musa, Gurbetelli Ersöz, Nagehan Akarsel şahsında bütün basın emekçilerini saygı ile anıyorum. inkarcı sistem karşısında yaşamını ortaya koyan değerli öğür basın emekçilerini saygı ile anmak gerekiyor. Bütün canlıların sustuğu ortamda ezilenin sesi oldular. Hakikati Türkiye halklarına ulaştırmaya çalıştılar. İnfazlara, işkencelere boyun eğmediler. Ape Musa’nın devamcısı olan binlerce gençleri görmek bizi mutlu ediyor ve umutlandırıyor. Hakikatin taşıyıcıları olduğu sürece kazanacağız. Ape Musa ve yoldaşlarının bıraktığı mirası yaşamın her alanında taşıyacağımızın sözünü veriyoruz” ifadelerini kullandı.   ‘SÖZ VERİYORUZ’   Barış Annesi Rewşan Döner ise “Söz veriyoruz biz sizin yolunuzu takip edeceğiz. Barış Anneleri yıllardır her şeye rağmen mücadelesini yürüttü ve çalmadığımız kapı kalmadı ve buradan söz veriyoruz; demokrasi, barış gelene kadar biz üstümüze düşen sorumluluk için hazırız. Onurlu bir barış bu ülkeye gelsin hep beraber yaşayalım. Başar yakındır ama çalışmamızı devam ettirmeliyiz” diye belirtti.   ‘HAKİKATİN YOLUNU AÇTI’   Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş da “Ape Musa katledildiği günden bu yana failler açığa çıkmadı ve dosyalar kapandı. Onlar da bizler de failler kimler biliyoruz. Özgür basın emekçileri de Rojava’da, Süleymaniye’de katledildi. Yeni bir süreçteyiz demokratik toplumun inşası çok önemli. Ape Musa’nın kalemi bugüne kadar yolumuzu aydınlattı ve hakikatin yolunu açtı” dedi.    Konuşmaların ardından sanatçı Haluk Tolga sahne aldı.   'BÜYÜK BİR ONUR, AĞIR BİR SORUMLULUK’   Devamında ödüller sahiplerine teslim edildi. Türkçe haber dalında birincilik ödülü “Welatê Xerîbîye’ye Yolculuk” çalışmasıyla Bir+Bir Express’ten Adem Özgür’e verildi. Ödülünü Asrın Hukuk Bürosu avukatı Raziye Öztürk, Özgür yerine gazeteci Ömer Sönmez’e verdi. Özgür, sürgünde olduğu için törende olamadığını belirttiği mesajında şu ifadelere yer verdi: “Musa Anter adına verilen bu ödülü almak, benim için hem büyük bir onur hem de ağır bir sorumluluk. Apê Musa’nın mirasını taşımak; Kürtlerin ve sesleri bastırılmış tüm toplulukların hikâyelerini anlatmaya devam etmek demektir. Bu görevi layıkıyla yerine getirmeye çalışacağım.”    'ÖCALAN'IN SELAMINI GETİRDİM'   Raziye Öztürk ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın selamını getirdiğini söyledi. Raziye Örtürk, “Sayın Öcalan bu süreçte çalışan herkese özel selam iletti. Uzun zamandan sonra avukatları olarak kendisini gördük. Biz bir kere daha Sayın Öcalan’ın süreci yürütme ve nihayete erdirme inancını bir kez daha gördük. Bu bir süreç en önemli taraflarından biri de toplum. Toplumun sürece destek vermesi önemli. Bu yüzden dilimize, kültürümüze, şehitlerimize saygı duymalıyız, diyorum” dedi.   ‘BARIŞ DİLİ’ VURGUSU   Türkçe Haber dalında Jüri Özel Ödülü “Kavga ettikleri çocuğun babası kaymakam çıkınca hayatları karardı: Mezitli karakolunda yaşananlar kan dondurdu” haberiyle HalkTv.com.tr’den Cengiz Karagöz’e verildi. Ödülünü Barışa İhtiyacım Var İnisiyatifi’nden Zeynep Çelik verdi. Cengiz Karagöz, Ercüment Akdeniz’in tutuklu bulunduğunu ve ilk özel haberini onunla birlikte yaptığını belirterek, selamlarını yolladı. Zeynep Çelik ise “Hepimizin barışa ihtiyacı var. Herkesin elini taşın altına sokmaya basının da barış dilini kullanmaya davet ediyorum” dedi.   ‘ÖNEMLİ BİR KONUMU VAR’   Görüntülü Haber dalında birincilik ödülü Voys Media’dan gazeteciler Tunca Öğreten ve Murat Baykara’nın imzasını taşıyan "Vatan’da İşkence" röportajına verildi. Ödülünü Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar verdi. Gazeteciler Öğreten ve Baykara, ödüle layık görüldükleri için teşekkürlerini iletti. Çiğdem Kılıçgün Uçar ise “Siyasal ve basın alanı Barış ve Demokratik Toplum Sürecinde çok önemli bir konumu var. Nasıl ki Apê Muusa kalemini yere düşürmediyse gazeteci arkadaşlarımız da bunu yere bırakmadı. Yolunuz açık olsun, gözümüz yolunuzda” dedi.   ‘ŞEHİT GAZETECİLER ADINA ALIYORUM’   Fotoğraf dalında Zana Deniz’in “göç” temalı fotoğrafına birincilik ödülü verildi. Ödülünü MKM’den Engin Cengiz verdi. Zana Deniz adına ödülü gazeteci Aziz Oruç aldı. Zana Deniz’in geceye gönderdiği mesaj okundu. Mesaj şu şekilde: “Musa Anter ve  Gurbeteli Ersöz şahsında Şehit Seyit Evran, Aziz Köylüoğlu, Nagehan Akarsel, Gülistan Tara, Nazım Daştan, Cihan Bilgin ve Egid Roj'u anarak onların bıraktığı mirasın devamcısı olarak mücadelemizi sürdürmeye devam ediyoruz. Bugün beni layık gördüğünüz bu ödülün fotoğrafını çekerken Cihan ile birlikte Tabqa'daydık o halkın arasındaydı ben sınır kapısına gitmiştim, belki Cihan aramızda olsaydı oda haberiyle, fotoğrafıyla ödül alacaktı. Çünkü şehit Cihan ve Şehit Nazım'da Rojava'nın her karış toprağında hakikati sizlere ulaştırmaktan asla geri durmadılar. Onların izinden yürümek bizim için büyük sorumluluktur. Ben bu ödülü şehit Cihan Bilgin ve Nazım Daştan şahsında tüm şehit gazeteciler adına alıyorum.”   ‘BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ HALKLARIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN BİR PARÇASIDIR’   Karikatür Dalı birincilik ödülü Nuri Doğan’ın "Keder Değil” adlı karikatürüne verildi. Ödülünü Modernite Dergisi’nden Rojdan Erez verdi. Nuri Doğan yerine ödülü gazeteci Mehmet Ali Çelebi aldı. Çelebi, Doğan’ın şu mesajını okudu: “Basın özgürlüğü halkların özgürlüğünün bir parçasıdır. Onun için destek vermek de insanidir.” Rojdan Erez ise “An serkeftin, an serkeftin” dedi.   Karikatür Dalı Jüri Özel Ödülü Konya Ereğli Cezaevi’nde tutsak olan Mahmut Ulusan’a verildi. Ödülünü Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAYDER) Eşbaşkanı Nurten Karagöz verdi. Mahmut Ulusan adına ödülü Musa Şanak aldı. Burada konuşan Nurten Karagöz, “Bu ülkenin zindanları işkence ve katliamlarla dolu. Ama ne kadar tecrit etseler de özgürlük sınır tanımıyor ve çıkıp ödüle geliyor. Bize düşen yoldaşlarımızın mücadelesine destek vermek” ifadelerini kullandı.   ‘HAKİKATİN İZİNDE OLACAĞIZ’   Kadın Haberciliği dalında Jüri Özel Ödülü JİNNEWS muhabiri Elfazi Toral’ın “İlmek İlmek Barış Mücadelesi” haberine verildi. Ödülünü TJA aktivisti Hatice Başkale verdi. “Kalemleriyle gerçekleri yazan Gurbeteli Ersöz, Musa Anter şahsında şehit düşen tüm arkadaşlarımız saygı duyuyorum” diyen Elfazi Toral, Barış Anneleri’nin de baskıya rağmen direnmeye devam ettiklerini vurguladı. Elfazi Toral, Barış Anneleri’nin “barışın umudu” olduklarını söyledi. Elfazi Toral, “Kadın gazeteciler olarak, kadınların maruz kaldığı şiddeti halka yansıtmaya kalemimizle devam edeceğiz. Vicdanın ve ahlakın sesi olan kadın gazeteciler olarak hakikatin izinde olacağız. ‘Jin Jiyan Azadî’” dedi.    ONUR ÖDÜLÜ BİLGİN VE DAŞTAN'A    Onur Ödülü hakikat mücadelesinde katledilen gazeteciler şahsında katledilen gazeteciler Cihan Bilgin ve Nazım Daştan'a verildi. Ödülü Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın ailelerine verildi. Ödülü, gazeteciler Ender Önder ve Hüseyin Kalkan ailelere takdim etti.    Nazım Daştan’ın babası Mehmet Ali Daştan ve annesi Zozan Daştan ile Cihan Bilgin babası Nesim Bilgin, herkesi selamladı ve ödül için teşekkürlerini iletti.  Ender Öndeş ise katliamlarının birer halka olarak günümüze kadar geldiğini söyledi. Hüseyin Kalkan da Daştan ve Cihan Bilgin’in savaş alanında gazetecilik yaptıklarını ve kendilerinin de onların izinden gideceklerini ifade etti.   Yeni Özgür Politika Gazetesi emekçileri ise “Hiç olmadığı kadar çok farklı bir dönemin içindeyiz. Bir dönemin sonlandığı, yeni bir dönemin bütün inşa edici unsurlarının henüz ortaya çıkmadığı, diğer bir ifadeyle tam anlamıyla bir geçiş sürecinin yaşandığı bu zamanda özgür basının rolünün ne kadar hayati olduğunun bilincindeyiz” mesajını ödül töreninde okundu.   Ödül gecesi Koma Vejîn’in seslendirdiği stranlar ile son buldu.