ANKARA - Partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 2005'te Amed ziyareti sırasında söylediği “Bu sorun benim de sorunumdur” sözünü hatırlatarak, aynı iradeyi taşıdıklarını belirtti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuştu. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in “Stockholm sendromu” söylemine yanıt veren Erdoğan, "Neymiş, DEM Parti'nin Terörsüz Türkiye sürecine katkı vermesi Stockholm sendromu imiş. Yani celladına aşık olmakmış. Yahu insanda biraz utanma, mahcubiyet olur. Hadi Türkiye'yi bilmiyorsun, dış politikadan haberin yok, ekonomi bilmiyorsun ama insan bari önce kendi geçmişini, kara sicilini bilir. Yahu sen ömrün boyunca hiç mi CHP'nin utanç lekeleriyle dolu tarihini okumadın? Tek parti faşizminin bu millete neler yaşattığını hiç mi öğrenmedin? Sen kimin cellat, kimin mağdur olduğunu bilmiyor olabilirsin ama benim Kürt kardeşim kimin cellat olduğunu çok iyi bilir" dedi.
TÜRKİYE'NİN GEÇMİŞİ
Türkiye tarihinde alınan idam cezaları kararlarına işaret eden Erdoğan, "İstiklal Mahkemelerinde alelacele kararlar alıp darağaçlarında iskemleyi kimin devirdiğini milletim gayet iyi bilir. Ardından timsah gözyaşları döktükleri, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamlarına kimin sessiz kalarak onay verdiğini benim milletim çok iyi bilir. Terörle mücadele adı altında Tunceli'den başlayarak bizim dönemimize kadar Kürt kardeşlerimizin kanını kimin döktüğünü benim milletim çok iyi bilir. Sayın Özel hedef saptırmasın, cesareti varsa ve bir cellat görmek istiyorsa aynaya baksın, CHP'nin geçmişine baksın. CHP her şeye çıkar odaklı alışkanlığından kurtulamıyor. Kendileri ağa, geri kalan milyonlarsa maraba. Kürt kardeşlerim bunlar için sadece bir oy deposu. Ama artık yutmazlar" ifadelerini kullandı.
'AYNI CESARETİ VE SAMİMİYETİ TAŞIYORUZ'
AKP'nin süreç karşısında tavrının belli olduğunu ve Türkiye halkları ile kucaklaşacaklarını söyleyen Erdoğan devamla şu ifadeleri kullandı, "Hiçbir ayrım gözetmeden, 86 milyonun her bir ferdini aynı samimiyetle, aynı muhabbetle bağrımıza basacağız. 'Terörsüz Türkiye' sürecindeki çalışmalarla ilgili şu hakikati bugün tarihe kayıt olarak düşmek istiyorum: Bundan 24 sene evvel, 14 Ağustos 2001 tarihinde partimizi kurarken sergilediğimiz irade neyse; 2005 yılında Diyarbakır’da 'Bu sorun benim de sorunumdur' derken ortaya koyduğumuz cesaret neyse; 2013 yılında 'Çözüm için baldıran zehri içmek gerekirse biz o baldıran zehrini de içeriz, yeter ki bu ülkeye huzur gelsin, refah gelsin' dediğimiz gündeki kararlılığımız neyse; AK Parti olarak bugün de aynı iradeyi, aynı cesareti ve aynı samimiyeti taşıyoruz.
SÜRECİN İVME KAZANMASINI ÜMİT EDİYORUZ
Partimizin, ittifakımızın ve devletimizin önce 'Terörsüz Türkiye'yi, ardından ülkemize yönelik terör tehdidinin bertaraf edildiği 'terörsüz bölgeyi' inşa etme azmi tamdır. Cumhur İttifakı hedef, anlayış ve fikir birliği içindedir. Allah'ın izniyle aziz milletimizin de hayır duasıyla bu sefer başaracağız. Öte yandan, bundan sonra sürecin biraz daha ivme kazanmasını ümit ediyoruz. İyimser konuşurken, 23 yıllık tecrübelerimizin ışığında elbette şu riskleri de göz ardı etmiyoruz: Hedefe yaklaştıkça istismar mekanizmaları daha fazla devreye girecek. İşsiz kalacak olanlar, bunu engellemek için daha fazla mesai yapacak. Türkiye’nin bu paslı prangadan kurtulmasını istemeyenler son ana kadar vazgeçmeyecek. Bunların tamamının farkındayız ve hepsine de hazırlıklıyız.
'ÖN AÇICI' OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Samimi duam odur ki sorunları çözmek amacıyla milletimizin Gazi Meclisimize gönderdiği bütün milletvekillerimiz, hayati önemi haiz bu konuda bizimle aynı hissiyatı paylaşır, bizimle aynı hedefe yürür. Özellikle tarihi bir sorumluluk üstlenen komisyonumuzun şimdiye kadar başarıyla yürüttüğü çalışmalarını, bundan sonra da milletin ve memleketin menfaatlerini önceleyen bir anlayışla tekemmül ettireceğine inanıyorum. AK Parti olarak biz bugüne kadar olduğu gibi sorumluluk almaya, yapıcı ve ön açıcı olmaya devam edeceğiz."
