ANKARA - Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yapılan ziyaretin tutanaklarının açıklanmayacağına, özet halinin okunacağını belirten Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a tepki gösteren üyeler, tutanakların ham halinin açıklanmaması durumunda güvenin kırılacağını söyledi.
Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyon’nun yaptığı toplantıda siyasi parti temsilcileri, yasal düzenlemeler için hazırlanacak olan rapora dair öneri ve görüşlerini paylaştı.
Ardından komisyon, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yaptıkları görüşmeye dair gündem başlığına geçti. Başlık açılışında söz alan Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, tutanakların açıklanmayacağına işaret ederek, bunun yerine görüşmeye dair bir özet çıkardıklarını ve bu özetin görüşmenin tüm başlıklarını içerdiğini ileri sürdü. Kurtulmuş, aynı zamanda ziyareti düzenleyen DEM Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ve AKP Milletvekili Hüseyin Yayman’ın da söz alarak görüşmeye dair birer aktarımda bulunacağını ifade etti.
SİYASİ PARTİLERDEN İTİRAZ
Kurtulmuş’un bu aktarımına Yeni Yol Grubu komisyonu üyesi Bülent Kaya itiraz etti. Kaya, tutanakların tam halinin açıklanmasını istedi. Söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir de Kurtulmuş’un bu tutumuna itiraz etti. Bu durumun doğru olmadığını ve kabul etmediklerini belirten Emir, “Büyük bir açıklıkla, şeffaflıkla yapılmalı toplantı. Öcalan ile devletin konuştuğunu biliyoruz. Dolasıyla ham tutanak gelmelidir. Her bir arkadaşımızın giden arkadaşlar kadar görüşmenin içeriğini bilmesi gerekiyor. Hakkıdır, gereklidir. Tutanakların bir süzgeçten geçirmesi doğru değil, kaygıları büyütür. Süreç enfekte edilmesin. Eğer bir enfeksiyon istemiyorsak şeffaf olmalıyız. Mutlaka ham halde olması gerekiyor” dedi.
'ÇALIŞMALARA KATKI SUNAR'
Söz alan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve DEM Parti Erzirom Milletvekili Meral Danış Beştaş, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın rolünün tartışma dışı olduğunu ifade etti. En temel taleplerinin şeffaflık olduğunu ve tutanakların da açıklanması gerektiğini ifade eden Meral Danış Beştaş, “Burada konuşulan konuların, yapılan tartışmaların, dinlemelerin kamuoyuna eksiksiz yansıtılması sadece istisnalar vardı. O istisnalar konusunda da biz hepsine olumlu yönde oy verdik. Çünkü önemli olan başarıyı yakalamak, sürecin olumlu neticelenmesiydi. Ama şu anda geldiğimiz dönemeçte bu şekilde karar alınırsa hakikaten ne çalışmalarımıza bir katkı sunar ne de kamuoyundaki tartışmaları olumlu yönelecek” dedi.
‘SÜRECİ SAKATLAR’
Sürecin temel muhatabının ve siyasi aktörünün Abdullah Öcalan olduğunu ve görüşlerinin paylaşılması gerektiğini belirten Meral Danış Beştaş, “Görüşlerinin paylaşılmaması ne söylediğinin konuşulması komisyonun kuruluş amacıyla bağdaşmıyor her şeyden önce. Zira neticede meclis dolayısıyla halk egemenliği ve ortak hükümet teşkil için de öncü görevdedir ve siz de Sayın Başkan bu görev kurumun başkanı olarak en önemli görevlerinden birini üstleniyorsunuz. Bize düşen sorumluluk Sayın Öcalan’dan alınan bilgilerini ve yapılan görüşmenin açıklamalarını kamuoyuna yansıtmaktır. 3 milletvekili dışındaki bizler bunu öğrenemeyeceğiz. Yani bu kabul edilebilir, izah edilebilir bir durum değil. Aksi halde Öcalan'ın dinlenmiş olmasına rağmen görüşlerini bizim bilmemiz, kamuoyunun bilmemesi süreci sakatlar açıkçası. Giren çalışmaları eksik kılar” diye kaydetti.
'DÜNYA ÖRNEKLERİNE DİKKAT ÇEKTİ'
Nelson Mandela’nın dinlenmesi ve görüşlerinin alınmasına da dikkat çeken Meral Danış Beştaş, “Müzakere süreci Mandela'nın dinlenmesi ve pozisyonunun meşru muhatap olarak kabul edilmesi üzerine inşa edildi. Yine hakikat ve uzlaşma komisyonunda tüm taraflar ifade verdi. Kolombiya'da FARC ile barış sürecinde FARC’ın lider kadrosu yıllarca dağda bulunmasına ve devlet tarafından terör örgütü olarak tanımlanmasına rağmen devlet tarafından resmi muhatap olarak kabul edildi. Küba ve Norveç'in kolaylaştırıcılığında farklı liderleri masaya oturdu. Doğrudan dinlendi. Barış anlaşması bu doğrudan müzakerelerin sonucunda ortaya çıktı” diye belirtti.
Meral Danış Beştaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kuzey İrlanda'da İran'ın siyasi kanadı olan Sinn Fein süreç boyunca meşhur siyasi aktör olarak kabul edidi, dinlendi. Nepal'de Maoist ile yapılan barış sürecinde Maoist ayaklanmanın liderlerini doğrudan müzakere sürecine dahil etti. Maoist hareketin liderleri hem masada oturdu hem de anayasaya uyum sürecinde dinlendiler. Filipinler'de MLP ile barışta yine devlet tarafından resmi muhatap kabul edildi ve liderlik kadrosu defalarca dinlendi ve talepleri doğrudan tutanaklara geçti. Sonuç olarak dünya deneyimi çok açık bir ilke ortaya koyuyor, deneyimciler ve burada akademisyenleri dinlediğimizde de çok ayrıntılı bir şekilde bunu bizlere aktardılar. Bir barış sürecinin muhatabı kimse o aktör dinlenmeden barış gelmiyor, liderler, örgütler ve temsilciler çatışmanın tarafındaki kimse çözüm sürecinin parçası oluyor.
TUTANAKLAR AÇIKLANMALI
Dinlemelerin tamamının tutanaklarının erişime açık olması ama sadece İmralı dinlemesinin gizli tutulması, süreç karşıtlarının elini güçlendirmektedir. Var olan sürece güveni kırıyor. Komisyon olarak bizlerin daha cesur olması gerekiyor. Ezberler ile yüzleşmemiz gerekiyor. Ve Türkiye'de 85 milyonunun lehine olan bu sürecin başarısı için bu tutanakların mutlaka tutanakların bağlanması gerekiyor ve neticede devlet bizler bu süreçte Sayın Abdullah Öcalan'ın rolünü biliyoruz. Muhatap olarak kabul ediyoruz. Çekingen davranmamız hiç kimseye fayda sağlamayacak. Tutanağın okunması, bizim genel çalışmalara bağlanması ve bütün kurum üyelerinin de buna vakıf olmasını talep ediyoruz.”
‘GÜVEN KIRAR’
Söz alan DEM Parti komisyon üyesi Saruhan Oruç, sürecin magazinleştirilmeye çalışıldığını ve buna yol açacak adımların atılmaması gerektiğini belirtti. Oluç, “Görüşmenin çok iyi, başarılı geçtiğini biliyoruz. Tutanakların açıklanmaması sürecin gidişatı açısından sorun yaratır. Bu tür süreçlerde güven attırıcı adımların atılması gerekiyor. Bu güne kadar bu yapıldı. Güven kırıcı bir adım atılmamasının eşiğindeyiz, atmayalım lütfen. Bir görüşme yapılmış bu görüşmenin bir tutanağı var. O tutanağı biz komisyon üyeleri olarak dinleyemiyoruz, öğrenemiyoruz. Biz niye göremiyoruz? Gizli bir şey değil ki! Özetin paylaşılacağı ifade edildi. Özeti kim yazdı, hangi zihniyet ile yazıldı? Bunları da bilmiyoruz, kim imzaladı mı? Giden üyeler ‘Bu özet böyledir’ dedi mi? Komisyon üyeleri olarak bilmemiz gereken bir şey bizden saklanıyor, kamuoyundan saklanıyor” diye konuştu. Oluç, yapılacak özeti kabul etmediklerini söyledi.
Oluç’un konuşması sonrasında oturama ara verildi.
