AMED - Haber takibi yaptığı sırada polis şiddetine maruz kalan 4 kadın gazetecinin yaptığı suç duyurularına dair takipsizlik kararı verildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, 4 kadın gazeteciye haber takibi yaptıkları sırada uygulanan polis şiddetine dair yapılan suç duyurularında takipsizlik kararı verdi. Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Heval Önkol ve Ceylan Şahinli, Amed’de 13 Ekim 2024’te düzenlenen özgürlük yürüyüşünde polis saldırısına maruz kaldı. Gazeteciler Heval Önkol ve Ceylan Şahinli, polisler hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na “tehdit” ve “Kadına karşı basit yaralama” iddialarıyla ilgili suç duyurusunda bulundu.
SAVCI GÖRÜNTÜLERİ DELİLDEN SAYMADI
Savcılık, avukat Resul Tamur tarafından yapılan suç duyurusuna dair “kovuşturmaya yer olmadığı” yönünde karar verdi.
Kararda başvuruyla birlikte savcılığa sunulan görüntülere rağmen polisin saldırısına dair somut tespitin olmadığı, polisin söz konusu yürüyüşü “idare etmek, karışıklığı önlemek” amacıyla kalabalığa müdahale ettiği öne sürüldü.
Görüntülere rağmen “yeterli delil” olmadığını öne süren savcılık kararında, “basit yaralama” ve “basit tehdit” suçlarını işlendiğine dair şüpheli hakkında kovuşturma yapılmasını gerektirir yeterli şüphe oluşturacak nitelikte delil elde edilemediği kaydedildi.
YABANCI UYRUKLU KİŞİLERE AİT HAT KULLANILMIŞ
Gazeteci Dilan Kartal’da 21 Mart Amed Newrozu’nda basın kartını göstermesine rağmen elinde bayrak tuttuğu iddiasıyla Genel Bilgi Taraması (GBT) ile üst aramasına maruz kalmıştı. Daha sonra polisler tarafından “sohbet” adı altında tehditlere maruz kalan gazeteci Dilan Kartal da avukatı Resul Tamur aracılığıyla Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na “tehdit” ve “görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla şikayette bulundu.
Soruşturma talebine olumsuz yanıt verilen kararda, Dilan Kartal’ın önünün kesildiği gün ve saate ait kamera kaydının kalitesiz olması nedeniyle eşkalin belli olmadığı öne sürüldü. Ayrıca Dilan Kartal’ı arayan numaranın polislere değil, yabancı uyruklu bir şahsa ait olduğu iddia edildi. Kararda, “…yine şikayete konu ‘Yanlış yapıyorsun ama Dilan. Bu şekilde bir kaçış olmayacağını biliyorsun. 5 dakikalık konuşmayı neden bu kadar zorlaştırıyorsun" seklindeki mesaj incelendiğinde mesajın şikayetçinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceği veya mal varlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağı veya sair bir kötülük edeceği yönünde bir anlam ihtiva etmediği” iddia edildi. Gazeteci Dilan Kartal’ın 21 Mart’ta polisler tarafından yapılan GBT sorgulaması ve zorla tutanak imzalatılmasına dair de görüntü araştırılmasında olayı gören kamera kaydının olmadığı iddia edildi. Savcılık soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verdi.
SAVCIYA GÖRE POLİS SENDELEDİ
Türkiye ve bağlı paramiliter güçlerin Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırılarının 4 Aralık 2024’te protesto edildiği Riha'nın Pirsûs (Suruç) ilçesinde haber takibi yaptığı sırada polisin fiziki saldırısına maruz kalan gazeteci Medine Mamedoğlu, avukatı Tamur aracılığıyla, Güvenlik Şube Müdürlüğü görevlileri hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “basit yaralama” suçlamalarıyla suç duyurusunda bulundu.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, “Kamera kayıtlarına ilişkin görüntü inceleme tutanağında müştekinin yakınında 2 şahsın olduğu, birinin diğerine takılması sebebiyle sendelediği, sahsın kolunu dengesini sağlamak için sallandığında müştekiye çarptığı, gerçeklesen olayın kaza sonucu olduğunun tespit edildiği, ayrıca söz konusu şahısların Güvenlik Şube Müdürlüğü personeli olmadığının tespit edildiği, böylece müştekinin soyut beyanı dışında polis memurlarının müdahale veya darp etmesine dair herhangi bir delil olmadığı…” iddialarıyla, kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
MA / Rukiye Payiz Adıgüzel