ANKARA - Bodrum S Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulduğu dönemde “avukat görüşmesi” bahanesiyle götürüldüğü kabinde tehdit edildiğini kaydeden tutsak Can Oğuzsoy, suç duyurusunda bulunduğu için başka bir cezaevine gönderildiğini ve çıplak arama dayatmasına maruz kaldığını belirtti.
Cezaevlerinde tutsaklara dönük hak ihlalleri artarak devam ediyor. İhlallerin yoğun olarak yaşandığı cezaevlerinden biri de Muğla Bodrum S Tipi Kapalı Cezaevi. 9 yıldır cezaevinde tutulan Mehmet Can Oğuzsoy, maruz kaldığı ihlallere dair Bodrum Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Oğuzsoy, “avukat görüşmesi” denilerek götürüldüğü görüş kabininde, sivil giyimli 2 kişi tarafından tehdit edildiğini belirtti. Oğuzsoy, suç duyurusunda ailesi ve çocukları üzerinden baskı altına alınmaya çalışıldığını belirterek, söz konusu kişilerin kendilerini önce Muğla Barosu’na bağlı avukat olarak tanıttığını söyledi. Oğuzsoy, 2 kişinin ardından Genelkurmay’a bağlı özel bir birliğin mensubu olduklarını iddia ederek, Giresun Jandarma Komutanlığı ve savcılığın bilgisi dahilinde cezaevine geldiklerini ileri sürdüğünü belirtti. Oğuzsoy söz konusu olay hakkında 24 Nisan'da şikayetçi oldu.
Suç duyurusunda avukat olduklarını iddia eden kişilere kimlik sorduğunda çelişkili yanıtlar aldığını belirten Oğuzsoy, tehditler karşısında tepki gösterdiği için aralarında arbede çıktığını, sonrasında ise cezaevi memurlarının kendisini darp ettiğini belirtti. Cezaevi memurlarının saldırısında yaklaşık 20 memur tarafından işkence uyguladığını, gözlüğünün kırıldığını, kafası, sırtı ve kollarına baskı yapıldığını ifade etti.
İŞBİRLİĞİ YAPILMIŞ
Oğuzsoy, yaptığı suç duyurusuna şunlara yer verdi: “Avukat görüşüne gittiğimde, en baştaki kabinde avukat sandığım biri müvekkiliyle görüşüyordu. Beni götüren memur, en baştaki kabinden uzak bir kabine girdi ama o kabinin kapısı bozuk olduğu için beni bir ön kabine aldı. Ardından sivil giyimli iki adam geldi. Bana refakat eden memur, ‘Bu kabin sorun olur mu? İsterseniz en son kabine alabilirim’ dedi. Diğerleri ise ‘Artık sorun değil, burası da olur’ dediler. Yani ben getirilmeden önce memur ile sivil iki kişi arasında tenha bir kabinde görüşme yapılması planlanmış. Sivil iki kişi önce Muğla Barosu’ndan geldiklerini söyledi. Ardından ‘Biz Genelkurmay’a bağlı özel birliğiz ama emniyetle ortak çalışıyoruz’ dediler. Bende ‘Niye yalan konuşuyorsunuz, bir avukat olduğunuzu söylüyorsunuz birde Genelkurmay’dan olduğunuzu söylüyorsunuz, bu çelişki değil mi?’ dedim. ‘Avukatız ama Giresun Jandarma Komutanlığı’nın bilgisi ve savcının talimatıyla bu görüşü yapıyoruz’ dediler. Samsun ve Kastamonu’dan da bahsettiler. Ben de ‘Siz emniyetten mi, barodan mı, jandarmadan mı yoksa Genelkurmay’dan mısınız, önce kim olduğunuzu söyleyin’ dedim. Bana, ‘Aileni düşün, ailenin 2016’da yaşadığı merhamet sayılır’ dediler. Ben ‘Ne demek istiyorsunuz?’ diye sordum. Bana, ‘Kendini düşünmüyorsan aileni ve küçük çocuklarını düşün’ dediler. Şok oldum ve içim geçti. Bağırıp çağırdım, o ara arbede oldu ve sivil giyimli avukat olduğunu söyleyen kişiler çekip gittiler.
20 MEMUR TARAFINDAN İŞKENCE UYGULANDI
Bağırmam ve avukat olduğunu söyleyenler uzaklaştıktan sonra memurlar koşarak yanıma geldiler. Memurlara, ‘Neden yalan söylediniz, bunlar avukat değillermiş’ dedim. Memurlar, ‘Biz avukat biliyoruz, bizlik bir şey yok’ dediler. Müdür ile görüşmek istediğimi ısrarla söyledim. ‘Tamam, müdür beyle idare yerinde görüşürsün’ dediler. İdarenin olduğu bölüme girer girmez beni yere yatırıp sırtıma, kafama, omuzlarıma basıp kollarımı arkadan bükerek, dayanma gücünü aşacak şekilde etkisizleştirdiler. 20 kadar memur durmadan beni darp etti. Gözlüğüm gözümdeyken kafama 4-5 kişi basıyordu. Sadece bir memurun, ‘Gözlüğü batıyor, bir durun’ dediğini duydum ve gözlüğümü kurtarmaya çalıştığını fark ettim. Ama elinde sadece gözlüğün bir parçası kaldı. Ben de gözlüğümü korumak istedim ama olmadı. Bana işkence yapan memurların hepsini tanıyor ve teşhis edebilirim. Avukat yerinde benimle görüşüp beni, ailemi ve ailemin küçük çocuklarını tehdit edenlerden şikayetçiyim. Başmemurlar ısrarla, ‘Biz onların avukat olduğunu biliyoruz’ diyor. Ama eğer onlar avukat değilse ve idarenin işbirliği varsa ve kimin parmağı varsa hepsinden şikayetçiyim.
ÇOCUK YEĞENİNİN GÖRÜŞÜNE İZİN VERİLMEDİ
Ramazan Bayramı’nda kardeşim ile ablam görüşüme geldi. Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olduğum için yeğenim görüşe alınmadı. Nasıl olur da beni, ailemi ve ailemin küçük çocuklarını tehdit edenler benimle yüz yüze görüşebiliyor, ama yeğenim görüşemiyor?"
AVUKAT: ŞİKAYETÇİ OLDU BAŞKA CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ
Oğuzsoy'un avukatı Berivan Bekçi, Oğuzsoy'un kendisini darp eden memurlardan şikayetçi olduğunu belirtmesi üzerine, Çorlu Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ne istediği dışında götürüldüğünü ve burada çıplak aramaya maruz bırakıldığını belirtti. Berivan Bekçi, tehditlerin ve hak ihlallerinin sadece Oğuzsoy ile sınırlı olmadığını, Bodrum S Tipi Cezaevi’nde benzer uygulamaların daha önce de yaşandığını ve bu tür olaylar sonrasında birçok tutsağın başka cezaevlerine gönderildiğini belirtti. Berivan Bekçi, cezaevlerinde sistematik hale gelen bu uygulamaların hukuka ve insan haklarına aykırı olduğunu vurguladı.
‘ART NİYET’
Oğuzsoy’un vasisi Norşin Oğuzsoy, yaşanan olayın böylesine hassas bir dönemde gerçekleşmesinin art niyet taşıdığını ifade ederek, “Böylesi bir süreçte böyle olayların yaşanması doğru değil ve bu sürece zarar verecek olaydır. Ayrıca, bu olaydan sonra Tekirdağ’da avukatlarından kötü muameleye maruz kaldığını öğrendik. Telefon görüşmelerimizi kestiler; haftada 10 dakika görüşüyorduk, şu anda o da yok. Bunların bir an önce son bulması gerekiyor” dedi.
MA / Melik Varol