MELETÎ - İkinci Barış Grubu üyesi Ali Şükran Aktaş, ölümünün birinci yıldönümünde mezarı başında anıldı.
İkinci Barış Grubu üyesi Ali Şükran Aktaş, ölümün birinci yıldönümünde memleketi Meletî'nin Argan (Akçadağ) ilçesine bağlı Taruca (Darıca) Mahallesi'nde anıldı. Anmaya, Aktaş'ın ailesi, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Barış Grubu üyeleri Yüksel Genç, Mehmet Şirin Tunç, Gülten Uçar, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Mehmet Kamaç, Ayten Kordu ve Ömer Faruk Hülakü, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) yöneticileri ile yurttaşlar katıldı.
Anma için köye gidenler aile tarafından karşılanarak, Aktaş'ın mezarına gidildi. Mezar başında Aktaş anınsa saydı duruşunda bulunuldu, mezarına çiçekler bırakıldı. Anmada konuşan Aktaş'ın ablası Zeliha Aktaş, "Ali barış ruhluydu. Karınca gibi çalışırdı. Çok mülayimdi herkesin işine koşardı. Ali işçiydi, köylüydü, çocuktu, ağabeydi. Ali'yi tarlada görünce hep diyordum ki 'Her eve bir Ali lazım'; ama şimdi bizim evde bile Ali yok. Şimdi Ali bize ait değil, Ali herkese mâl oldu. Bugün herkes yanında bir Ali götürecek. Ali'yi çok özledik, şimdi belki ona sarılamıyoruz; ama bir şeye sarılabiliriz. Ali'nin amacı, hedefi vardı. Barış çok önemli, Ali 'Sadece ülkemizde değil, tüm Ortadoğu'ya barış gelecek' diyordu. Biz Ali'nin bu düşüncesini kucaklamak zorundayız. Ali, bize bunu bıraktı. Ali hep özgürlük isterdi. 'Bu dağlara özgürlük gelecek' derdi. Onun için mezarının ucuna dağları çizdik. Türkiye'de yaşadığımız için Türkçe 'Barış ve Demokratik Çözüm Grubu Elçisi' yazdık, ama Ali en nihayetinde bir Kürt'tü ve Kürt hakları için dövüşüyordu. Onun için de Kürtçe de 'Elçiya Komaleya Aşitiya Çareserî û Demokratik' yazdık. Ali'nin mücadele ettiği barış süreci için elimizden gelen her şeyi yapacağımıza söz veriyoruz" ifadelerini kullandı.
'SORUMLULUKLARI YERİNE GETİRMELİYİZ'
Anma, Aktaş'ın cezaevi arkadaşı Musa Sanak'ın Aktaş için yazdığı şiirini okumasının ardından Barış Grubu üyesi Mehmet Şirin Tunç'un konuşmasıyla devam etti. Tunç, "Bu yolda da son nefesinde de 'Barış ve kardeşleşme' dedi. Ali Şükran arkadaşımız, 99'da Kürt Halk Önderi'nin çağrısıyla bu topraklara gelmişti. Sayın Öcalan'ın son süreçte başlattığı ve pratikleştirmek için büyük bir çaba içerisine girdiği bir süreçten geçiyoruz. Hepimiz bu yolda, bu inançla, Kürt halkını özgürlük davası ile birlikte tüm halkların özgürlük davasını pratikleştirmek için üzerimize düşen tüm görev ve sorumlulukları yerine getirmek durumundayız. Bu temelde ancak şehitlere layık olunabilir" diye konuştu.
'ALİ HEVALİN EMEĞİYLE YENİ DÖNEMİ KONUŞUYORUZ'
Sonrasında söz alan DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, Kürt sorunun çözümsüz bırakılıp gömülmek istendiği süreçte Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla 1 ve 29 Ekim 1999'da barış gruplarının Türkiye'ye geldiğini hatırlattı. Çiğdem Kılıçgün Uçar, "Neydi amaç? Gerçekleşmesi engellenmek istenen Kürt halkına ses olmak, ülkede barışın tesisine güç vermekti. Kürt Özgürlük Hareketi çok uzun soluklu bir mücadele hem o tarihlerde Türkiye'ye sunmuş olduğu fırsatlar ve bu fırsatları omuzlayan arkadaşlarımızda biri Ali Şükran arkadaşımızdı. Hepimiz Ali hevalle ilgili çok güzel anılar biriktirdik. 'Hevalim' sözünü hiç unutmayacağız. Dağlara da küsmeyeceğiz. Ali hevalin mirasını omuzlamaktan da vazgeçmeyeceğiz. Biliyoruz ki Ali hevalin emeğiyle yeni dönemi konuşuyoruz. Rahat uyusun, Ali heval kaybettiğimiz nice arkadaşlarımız. Sayın Öcalan diyor ki 'Kürt halkı varlığını ispatladı her bir şehit olan arkadaşlarımız sayesinde.' Şimdi zaman özgürlük zamanı. Emek veren arkadaşlarımızın peşinden giderek, mücadelelerini büyüterek özgürlüğe gideceğiz. Küçük de olsa bir adım var, şimdi o adımı sahiplenip büyütme zamanıdır. Demokratik bir ülkeyi hep birlikte kuracağız" şeklinde konuştu.
Anma, köy konağında dağıtılan lokmaların ardından son buldu.