Prof. Dr. Çoban: Yıkımın durması için sömürü düzeni sonlanmalı

img

İZMİR - Ekolojik yıkımın emek sömürüsünün genişletilmesiyle yaşandığını belirten Prof. Dr. Aykut Çoban, “İklim değişikliği, kimyasal kirliliği, biyoçeşitlilik, azot ve fosfor döngüleri, tatlısu döngüsü, arazi değişikliği konularında gezegensel sınırlar aşılmış durumda. Sınırların aşılıyor olması, biyolojik çeşitlilik ve canlı yaşamı için tehlikelidir” dedi. 

Küresel iklim krizi kendisini aşırı sıcak, soğuk, sağanak yağış ve benzeri hava olaylarıyla gösteriyor. Atmosferin ısınması, buzulların erimesi, seller, kasırgalar ve kuraklık gibi etkenler ise canlı yaşamını olumsuz etkiliyor. Tüm bunlara ise ormansızlaşma, fosil yakıt kullanımı, maden ve enerji şirketlerinin doğayı uğrattığı eko-kırım neden olurken, bunlara dair yatırımlar ve talan durmadan devam ediyor. Amazon ormanlarından Balkanlar'a kadar ormanlar, maden ya da yeni yerleşim yerleri açmak için kesilirken, sular yine enerji ve maden şirketlerinin hizmetine veriliyor. 
 
Canlı yaşamı tehlikeye girerken, dünya ise bir yok oluşa gidiyor. Fakat Türkiye'de bir çok kentin yüz ölçümünün yüzde 80'inden fazlası maden sahası ilan edilirken, her dereye baraj, Hidroelektrik Santral (HES), her tepeye Rüzgar Enerjisi Santrali (RES), her tarım arazisine Jeotermal Enerji Santrali (JES) kurulmaya devam ediyor. 
 
 
Prof. Dr. Aykut Çoban ile iklim krizini, etkilerini ve durdurulması için yapılması gerekenleri konuştuk. 
 
İklim krizinin etkileri arasında mevsimsel değişiklikler daha çok ön planda. Fakat gezegensel başka sınırlar da var, öncelikle bu sınırlar nelerdir? -Örneğin okyanusların asitlenmesi neden sıcak hava dalgaları kadar önemlidir?
 
 
 İklim değişikliği, kimyasal kirliliği, biyoçeşitlilik, azot ve fosfor döngüleri, tatlısu döngüsü, arazi değişikliği konularında gezegensel sınırlar aşılmış durumda.
 
Aşırı sıcak ya da soğuk, kuraklık ya da sel gibi aşırı hava olayları emekçilerin gündelik yaşamında doğrudan deneyimlediği olaylar olduğu için daha kolay hissediliyor. Bir de sermaye medyası ve iktidar odakları, şirketlerin iktisadi etkinliklerinin yarattığı ekolojik yıkımı belgelemek yerine, “havadan sudan” konuşmayı öne çıkararak iklim sorununu hafiflettiklerini varsayıyor olabilir. Gezegensel sınırlar, 2009 yılında yayımlanan bir çalışmada gösterildi. Bu sınırlar, gezegende insan yaşamının güvenli olarak sürmesi için sayısal olarak saptanmış eşik değerlerdir. Dokuz gezegensel sınırdan altısının aşıldığına ilişkin bir araştırma, 2023 yılında Science dergisinde yayımlandı. O çalışmaya göre, iklim değişikliği, kimyasal kirliliği, biyoçeşitlilik, azot ve fosfor döngüleri, tatlısu döngüsü, arazi değişikliği konularında gezegensel sınırlar aşılmış durumda. Ozon tabakasının incelmesi ve atmosferdeki tanecik yükü şimdilik ve görece güvenli görünürken, okyanus asitlenmesi sınır değeri aşmaya yakın bulundu. Bu sınırlar birbiriyle yakından etkileşim içindeler. Örneğin, iklim değişikliği ve aşırı tüketimle bozulan tatlısu döngüsü, bu ikisindeki sorunu daha da derinleştiren orman, mera, sulak alanların azalması olarak arazi değişikliğiyle yakından ilgili. Yine havada uçuşan taneciklerin artması ise bulutlaşmayı, su döngüsünü, güneşten gelen ışınların yeryüzüne hapsolmasını etkileyerek iklim değişikliğini şiddetlendirir. Azot ve fosfor miktarındaki artışlar, su varlıklarını kirletir. Okyanuslar atmosferdeki karbondioksiti emer. Atmosferdeki karbondioksit yoğunluğunun artması, bir yandan iklim değişikliğine yol açarken bir yandan da onu emen okyanusların asit düzeyinin artmasıyla sonuçlanır. Okyanus asitlenmesi arttıkça sudaki ekosistemler ve biyoçeşitlilik zarar görürken bir yandan da okyanusun karbondioksit emme işlevi zayıflayarak iklim değişikliği hızlanır. Tüm bu sınırların aşılıyor olması, biyolojik çeşitlilik ve canlı yaşamı için tehlikelidir.  
 
Bu "Gezegensel sınırların" aşılmasında kapitalist ekonomik sistem ne gibi bir işlev görüyor?  
 
Gezegensel sınırların aşılmasının temel nedeni, kapitalist düzendir. Sermaye sınıflarının kâr, rant, faiz, servet elde etme arayışını karşılamak üzere emek sömürüsü ve doğa talanına dayalı kapitalist üretim ve bireysel tüketim, biteviye ve katlayarak artırılır. Bu ise her bir gezegensel sınırın aşılmasına neden olur. Örneğin: Kapitalist üretim ve tüketim düzeyini sürekli genişletmek için gerekli enerjinin sağlanması, ayrıca otomobille bireyselleştirilmiş ulaşım, dünya pazarlarını bütünleştiren kara, hava, deniz taşımacılığı, atmosferdeki karbondioksit yoğunluğunu artırır, küresel ısınmayı tetikler, okyanus asitlenmesine kaynaklık eder; petrol, metal, materyal, mineral, nadir toprak elementleri madenciliği de kimyasal kirliliği, atmosferdeki tanecik yükünü, arazi kullanımının değişmesini, tatlısu kaynaklarının kullanımını artırır; kapitalist endüstriyel hayvancılık ve tarım, arazi kullanımını değiştirmekten, su kaynaklarını tüketmeye ve azot kirliliğine kadar gezegensel eşiklerin çoğunu olumsuz etkiler. Tüm bu kapitalist etkinlikler birlikte iklim değişikliğini sonuçlandırır.  Bu çerçeveden bakınca, sınırların kapitalizmle olan ilişkisine dair sorduğunuz soru siyasal olarak gerçekten önemli. Gezegensel eşikler, ekolojik istiap hadlerinin sayısal hesaplamasına olanak sağlıyor, “sınıra şu kadar kaldı” ya da “sınırı çoktan geçmişiz” demek mümkün oluyor. Gelgelelim, yalnızca gezegensel sınırlardaki sayısal değişime odaklanılırsa, halkta bir ekolojik kıyamet korkusu ve mucizeler yaratan bir kurtarıcı Mesih beklentisi yaratma fırsatı belirir. Açıktır ki, kıyamet ve kurtarıcı gizemi yaymanın, iklim sorununa çözüm bulmaya bir katkısı yok. Bunun yanında, yalnızca gezegensel sınır değerine odaklanma o sayısal eşiğin aşılmasının nedeni olarak sorumlu aktörlerin, sınıf ilişkilerinin, kapitalist iktisadi-siyasal yapıların, kısacası toplumsal düzenin gözlerden saklanmasına yol açar. Bir de tabi aşılan sınırların, iktisadi, toplumsal, ekolojik, sağlık vb. etkilerinin sermaye ve işçi sınıfları, gelişmiş ve azgelişmiş ülke halkları bakımından farklılaşması gerçeğinin gölgede bırakılması olgusu var. Bu saklama ve gölgeleme, yalnızca görmeyi engelleyen bir perde değil, aynı zamanda gezegensel sınırların bugünden itibaren değişiminin, ilerlemesinin, durdurulmasının ve geriletilmesinin doğrudan bağlı olduğu iktisadi, siyasal, ideolojik, sınıfsal müdahalelerin, mücadelelerin, isyanların ve devrimlerin de göz ardı edilmesidir. Gezegenin ve insanlığın geleceği, gezegenin kendiliğinden oluşan matematiksel bir sınır değeri olarak belirmez, toplumsal mücadelelerle aktif olarak biçimlendirilir. Bu nedenlerle gezegensel sınırları, yalnızca sayısal toplu verilere ve grafiklere indirgemek yerine sınıfsal-siyasal bir bağlama oturtmamız gerekir.   
 
 Mevcut sistemin böyle devam etmesi halinde dünyayı, canlı yaşamını neler bekliyor?
 
Yeryüzünü nelerin beklediğini hesaplayan çeşitli bilimsel senaryolar var. Örneğin, İklim Değişikliği Konusunda Hükümetlerarası Panel (IPCC), 2100 yılına varıldığında 19. Yüzyıl sonuna kıyasla küresel ortalama sıcaklığın 2 dereceden 6 dereceye kadar arttığı farklı senaryolarda nelerin olabileceğini tuğla büyüklüğündeki kitaplarda anlatır. Hali hazırda 1,5 dereceyi bulan bir küresel ısınmanın yarattığı sorunlarla yüzleşmiş durumdayız. Bu senaryolarda,  her bir derecelik ilave artış; buzulların erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi, ada devletlerin ve kıyı yerleşimlerin sular altında kalması, aşırı hava olayları, biyolojik çeşitlilik kaybı (türlerin yok olması), ekosistemlerdeki değişiklikler, sanayi-tarım-hayvancılıkta üretim kayıpları, emekçilerin-köylülerin-ezilen kesimlerin ölümleri, iklim göçleri, hastalıklar gibi pek çok sorunun şiddetinin, sıklığının, boyutlarının, kapsamının olağanüstü artması demek. Altı derecelik artış ise bir felaket senaryosu. Ayrıca bazı görüşler, iklim değişikliğinin ulaştığı bir düzeyde, kartopu etkisi gibi, iklimle ilgili çeşitli süreçlerinin birbiriyle karşılıklı olumsuz etkileşimiyle toptan bir yıkımın hızlıca olabileceğini savunur. Buna göre, dört, beş derecelik artışlara çıkmadan da çöküş olabilir. 
 
Küresel eşitsizlik düzleminde güneyli ve yerel halkların eko-kırıma karşı bir isyanı bulunuyor. Bu isyanı işçi sınıfının çıkarları ile birleştirmek gerekli mi? Gerekliyse mümkün mü?  
 
 
 Güney ülkelerindeki işçiler, köylüler ve halklar, “yerli kapitalistler”in yanı sıra emperyalist Kuzey devletlerinin ve sermaye tekellerinin iktisadi, siyasal ve ekolojik hegemonyası altında eziliyorlar, daha kararlı ve cüretkâr bir mücadele içindeler.
 
Güney ülkelerinde olduğu gibi Kuzey ülkelerinde de ekoloji, iklim, hayvan hakları, yerel topluluk, yerli halklar, kadın, LGBTQ, insan hakları ve emek mücadeleleri, sömürgecilik, kapitalizm, emperyalizm karşıtı, sosyalist, enternasyonalist mücadeleler söz konusu. Bunların her biri, emperyalist-kapitalist sömürüye, tahakküme, eşitsizliğe, adaletsizliğe, doğanın yağmalanmasına ve ekolojik yıkıma başkaldırı içeriyor. Kuşkusuz Güney ülkelerindeki işçiler, köylüler ve halklar, “yerli kapitalistler”in yanı sıra emperyalist Kuzey devletlerinin ve sermaye tekellerinin iktisadi, siyasal ve ekolojik hegemonyası altında eziliyorlar, daha kararlı ve cüretkâr bir mücadele içindeler. Tüm bu mücadelelerin varlığı ve gelişme kapasitesi, emekçiler ve ezilenler olarak kendi geleceğimizi belirlemek için güçlü birer kanıt. Andığım mücadeleler, genellikle kendi mecralarında sürüyor. Bu mücadelelerin zaman zaman, birlikte güçlü eylemler, ortaklaşa geniş konferanslar ve ortak imzalı bildirilerle güç birliği, işbirliği, enternasyonalist dayanışma ve birleşik mücadele platformları, koalisyonları ve birlikleri örgütledikleri çeşitli örnekler var. Bu örnekleri çoğaltmak ve kalıcı kılmak, acil bir görev olarak önümüzde duruyor. 
 
İşçi sınıfının rolü ise önemli. İşçilerin ekoloji, iklim mücadelelerinde en önde saf tutmasında elbette sınıfsal çıkarları var. Köylüler yaşam ve geçim alanlarının yakınındaki madenlere, termik ve rüzgar santrallerine, taş ocaklarına sağlıkları, geçim araçları olarak ormanlar, zeytinlikler, tarım arazileri, hayvanları zarar göreceği için karşı çıkıyorlar. İşçiler o madenlerin, enerji santrallerinin, taş ocaklarının içerisinde günlük yaşamlarının en az üçte birini geçirerek, doğrudan karbondioksite, kimyasal zehirlere, havada uçuşan taneciklere maruz bırakılarak, her gün bedensel ve zihinsel olarak zarar görürler. Ardından günün geri kalan zamanında da iklim değişikliği, kimyasal kirlilik, biyoçeşitlilik, tatlısu döngüsü bakımından aşılan gezegensel sınırlara bağlı etkilere maruz bırakılırlar. Sermaye çıkarı için arazi kullanımındaki değişiklik nedeniyle de işçiler, içinde dolaşacak orman, altında soluklanacak ağaç gölgesi, yüzecek kıyı, çocukları ve yoldaşlarıyla zaman geçireceği yayla bulamaz hale gelir. Ekolojik yıkım, sermaye sahipleri kâr elde etsin diye emek sömürüsünün genişletilmesi nedeniyle oluşur. Sermaye, doğayı yıkıma uğratmak için doğayı yağmalamaz, emek sömürüsünü genişletmek için doğayı yağmalar. İşçi sınıfı ve diğer toplumsal mücadeleler sermayeyle ve devletle mücadele ede ede, metalaştırma, özelleştirme ve ticarileştirme yerine, gereksinimlerin ve hizmetlerin karşılanmasında toplumsallaştırmayı, kamulaştırmayı ve ortaklaştırmayı yaygınlaştırarak emek sömürüsünü gerilettiği ölçüde ve sonunda sömürüyü ortadan kaldırdığında, emeğiyle geçinenler hem kendi bedensel ve zihinsel sağlığının ekolojik koşullarını, hem de doğanın yağmalanmasını ve iklim krizini toplumsal denetimi altına almış olur.    
 
 Yani, kapitalist üretim ilişkilerinin değişmesi eko-kırımı durduracak bir adım mı olacak?
 
Kapitalist ilişkilerin ortadan kaldırıldığı durumda, eko-kırımın derinleşmesinin durması beklenir. Ne var ki, ekolojik yıkımın, bir başka ifadeyle iklim krizinin ya da aşılan gezegensel sınırların bu evresi, diyelim iki yüzyıl öncesinden çok farklı. Doğaya aşırı yüklenecek koşullar yitirildi. Her şey bir yana yalnızca bu farklılık bile, iki yüzyıl öncesinden bu yana kapitalist toplumun doğayla kurduğu ilişkiden farklı bir sosyo-ekolojik ilişkinin kurulmasını zorunlu kılar. Daha açık anlatımla, günümüz koşullarında sosyalist bir toplumun kendi sosyo-ekolojik sınırlarını çizmemesi, sosyalizme ve insanlığa ihanet etmek olur.    
 
MA / Tolga Güney
 

Diğer başlıklar

17:03 KESK’ten hükümetin zam teklifine tepki
17:01 Öğretmenler MEB önünde: Mülakatlar soruşturulsun
17:00 Komisyondan somut öneriler gelmeye başladı
16:35 DEM Parti'den DEDAŞ'ın elektrik voltajını düşürdüğü mahalleye ziyaret
16:29 Wan Ekoloji Meclisi’nden mücadelelerine dair açıklama
16:13 ‘Eylemde olan tutsakların talepleri kabul edilsin’
16:09 MHP’li Yıldız: İnfaz hukuku sil baştan yapılmalı
16:08 Azad Ararat’ın taziyesine ziyaret
15:18 CHP’den komisyona 29 maddelik ‘demokratikleşme paketi’ önerisi
15:11 Barış Grubu üyesi Aktaş mezarı başında anıldı
15:01 Kurtulmuş'tan komisyona ilişkin 'düzenleme' açıklaması
14:58 Hükümetin memur ve memur emeklisine ilk zam teklifi belli oldu
14:41 İzmir ve Aydın'da yangın
14:16 Eskişehir’de ‘av ihalesine’ tepki: Hukuki süreç başlatılacak
14:10 Meclis komisyonu üçüncü kez toplandı
14:05 Şirnex'te toz bulutu hayatı olumsuz etkiledi
14:04 Ölüye Saygı ve Adalet İnsiyatifi: Cenazelere saldırı sürece gölge düşürüyor
13:18 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Komisyon yol haritasını tartışacak
13:13 Metin Arslan'ın annesi: Onunla gurur duyuyorum
13:04 Mersin'de ırkçı saldırıda bulunan 11 kişi serbest bırakıldı
13:00 Özgür Özel’den komisyon açıklaması
12:15 Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne 'rüşvet' operasyonu: 17 gözaltı
12:13 Sudan’da mülteci kampına saldırı: 40 ölü 19 yaralı
11:42 Metin Arslan için kurulan taziyeye kitlesel yürüyüş
11:23 Manisa'da yangın ikinci gününde
11:18 Nûreddîn Sofî Qamişlo’da toprağa verilecek
10:28 ÖHD’den cenaze töreni ve taziyeye dönük saldırılara tepki
09:44 Minbic yine işgal altında: DAİŞ zihniyetiyle farkları yok
09:35 Aram yayınevinden 5 yeni kitap çıktı
09:31 Altıparmak: Akın Öztürk’ün Roboskî itirafı takip edilmeli
09:07 ÖHD Ankara Şube Eşbaşkanı Sidar: Komisyon meseleyi Öcalan’dan dinlemeli
09:07 Elektronik kelepçe takılan gazeteci: Denetim değil cezalandırma
09:05 ‘Kürt sorunu çözülmedikçe kadın kazanımları güvende değil’
09:04 Licêliler: Talana izin vermeyeceğiz
09:03 'Sohbet’ için emniyete çağırıldı reddedince tehdit edildi
09:03 Barış Anneleri: Öcalan ile görüşmek istiyoruz
09:00 12 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
07:40 İBB'ye yeni operasyon: 14 kişi hakkında gözaltı kararı
07:34 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Kürt sorunu tüm sorunların kaynağı, herkes sorumluluk almalı
11/08/2025
23:05 X , Grok'un hesabını kısa bir süreliğine askıya aldı
21:15 Trump, Washington’da 'kamu güvenliği acil durumu' ilan etti
20:59 Suriye geçiş hükümeti, Siweyda’ya elektriğin ulaşmasını engelliyor
20:31 Irak’ta 81 kişinin seçim adaylıkları iptal edildi
20:23 Balıkesir'de art arda üç deprem
20:18 Wan’da kayyım yönetimine karşı 223 işçinin direnişi sürüyor
19:29 Mêrdîn Büyükşehir Belediye Meclisi kayyım gündemiyle toplandı
18:59 Erdoğan: Süreci ziyan etmenin vebali ağırdır
18:47 MEB önünde siyah çelenkli eylem
18:17 Kadınlar Wan’da yürüdü: Öz savunma temel hakkımız ve örgütlülüğümüzdür
17:49 Zeydan: Kayyımın yetkilendirdiği şef, sel bölgesine 67 saat sonra makine gönderdi
17:17 Irak-İran arasında 'sınır güvenliği' anlaşması
16:53 Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısı başladı
16:48 Bahçeli: Komisyon vasıtasıyla sis bulutları dağıtılacak
16:43 Komisyona seçilen üç yeni üyenin ismi Meclis Başkanlığı’na bildirildi
16:41 Yüzlerce kişi Tünç'ün taziyesine yürüdü
16:17 Suya kapılan bir çocuk hayatını kaybetti
16:04 Belediye barınağında köpeklere şiddet
16:04 Beluc kadınların kayıplar eylemi 27’nci gününde
15:34 Gazeteci Deniz anısına düzenlenen sergi sona erdi
15:26 Mersin’de Kürt aileye ırkçı saldırı
14:59 Sındırgı’da artçı depremler sürüyor
14:24 Kadın katliamlarına karşı yürüyüş: Mücadele en güçlü savunmadır
13:39 DEM Parti husumetli aileleri barıştırdı
13:38 İHD: Kürt işçilere dönük saldırının failleri yargılansın
12:54 İHD Kürdistan kentlerindeki 6 aylık hak ihlalleri raporunu açıkladı
12:44 Çalışanların yüzde 49'u tüm sendikaları sözleşme masasında istiyor
12:37 Sındırgı'da hasar tespit çalışmaları başladı
12:09 Taziye evlerini ablukaya alan polis camileri ibadete kapattı
11:47 Komisyon için 3 yeni isim belirlenecek
10:15 Avustralya Filistin'i resmen tanıyacağını açıkladı
10:11 Barış yürüyüşçüsü Aktaş'ı anlattı: Mücadelesi bugünlere getirdi
10:07 HPG Metin Arslan ve Nûreddîn Sofî'nin yaşamını yitirdiğini açıkladı
09:14 Zap, Metîna, Avaşîn’e saldırı: Provokasyon politikası terk edilmelidir
09:12 Ermenistan'ın egemenliği riske atıldı: Demografik durumu değiştirebilir
09:09 On Gözlü Köprü’de ‘yapılaşma’ alarmı: Kolektif akılla çözüm geliştirilmeli
09:08 Okullarda ‘kayıt’ parası skandalı: Eskişehir’de 80 bini buluyor
09:06 Taziyelerin engellenmesine tepki: Dinen de hukuken de suçtur
09:04 Deprem ve heyelan bölgesinde maden araması
09:03 Doğa talanının yeni adresi: Bertûl Vadisi
09:00 11 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:37 Balıkesir’de bir deprem daha
10/08/2025
23:57 Yerlikaya: Depremde 29 kişi yaralandı
23:49 Balıkesir'de fabrika yangınında iki işçi hayatını kaybetti
23:37 Balıkesir depreminde bir kişi hayatını kaybetti
22:57 Wan’ın iki ilçesinde sel: Kayyım yönetimi önlem almadı
22:50 Qoser'de on binler şölende buluştu: İmralı kapılarını açın!
22:12 Memişoğlu: Balıkesir'deki depremde 4 kişi yaralandı
22:10 Balıkesir depreminde de hatlar kilitlendi
22:06 Erdoğan'dan deprem sonrası açıklama
21:59 Riha ve Adana'da halk şöleni: Yasal düzenlemeler yapılana kadar mücadele sürecek
20:49 İzmir’de Özgür Kültür Sanat Derneği açıldı
20:38 DEM Parti'den deprem açıklaması: Geç olmadan harekete geçmeliyiz
20:13 Balıkesir'de 6.1 ve 4 büyüklüğünde deprem: Bazı binalar yıkıldı
20:10 Polis engelini tanımayan kitle, Ferhat Tünç'ü memleketinde toprağa verdi
19:57 Wan’da yürüyüşe çağrı
19:53 Beluc kadınların eylemine saldırı
19:50 Adana’nın iki mahallesi günlerdir elektriksiz
18:44 Emine Ocak için Bern'de kitlesel anma
17:35 İran'dan Ermenistan-Azerbaycan anlaşmasına itiraz
16:44 Sıcaklar 17 kenti vurdu
16:22 Rakka'da 'Kadınların örgütlenmesiyle toplum birleşir' kampanyası
16:06 Pakistan’da gözaltına alınan öğrenciden 25 gündür haber yok
15:35 Peri Vadisi’ndeki jeotermale karşı yürüyüşlü protesto
15:11 Ekin Wan anıldı: Mücadelesi yolumuzu aydınlatıyor
15:10 Gençlerden çalıştay: Demokratik toplum manifestosu özgürlüğün perspektifini sunuyor
14:43 Beluc kadınlar eylemde: Soykırımı ifşa ediyoruz
13:13 Anamur'da orman yangını
13:12 Bahçeli: Süreç çalışmalarının yılsonuna kadar tamamlanması bekleniyor
12:28 Samandağ'da provakasyon uyarısı: Barış ve kardeşlik kültürünü hakim kılalım
12:26 Wan’daki yangında 4 dükkan yandı
12:04 Beritan Aktaş’ın taziyesine ziyaret
11:52 CPT: Türkiye Temmuz ayında 18 saldırı gerçekleştirdi
11:06 Bağcılar'da 13 katlı binada yangın
10:40 İran’da polis merkezine silahlı saldırı
10:14 Brezilya’da kaza: 11 ölü 45 yaralı
09:56 Erkek şiddeti: İki kadın katledildi
09:50 Jin derginin 128’inci sayısı yayında
09:11 'Mezarlıklar onarılarak ailelerin ziyaretlerine açılmalı'
09:10 Peri Vadisi’nde jeotermal: Amaç yeniden göçertmek
09:10 Sêwereg’in mahalleleri elektriksiz ve susuz: İlgilenen yok
09:09 Ferda Fahrioğlu: STÖ’ler proaktif olarak barış mücadelesinde yer almalı
09:06 'Kürt sorunun çözümünde ısrarcılarsa umut hakkını uygulamalılar'
09:05 'Barış süreci'nin gölgesinde Kürdistan’da ekokırım
09:03 Prof. Dr. Çoban: Yıkımın durması için sömürü düzeni sonlanmalı
09:01 DEM Parti ‘Yeşil Agirî’ inşa ediyor
09:00 Ağız içi aramayı reddeden tutsak darp edildi
09:00 10 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:45 Av. Rezan Epözdemir gözaltına alındı
09/08/2025
22:50 Vali 'kesim durduruldu' demişti, yeni görüntüler çıktı
22:29 On binler şölenlerde bir araya geldi: Devlet de bir an önce adım atsın
21:35 Aram Tigran Amed ve İstanbul'da anıldı
21:04 İstanbul'da 'barış için insan zinciri' eylemi
20:51 Karayılan: Meclis Komisyonu’na önemli rol düşüyor, Önder Apo’ya başvurmalı
19:06 Gazeteci Hüseyin Deniz mezarı başında anıldı
18:44 PKK'li Turan'ın taziyesine ziyaret
18:25 Dêrazor'da saldırı: 1'i çocuk 4 yaralı
17:35 Eskişehir'de yaban hayvanı avı ihalesine tepki
16:40 Amedspor Mbaye Diagne ile prensip anlaşmasına vardı
15:48 Hakim tahliye ertelemeyi iptal etti, Kurul süreyi uzatarak yanıt verdi
15:17 JİTEM'in katlettiği gazeteci Deniz anısına seramik sergisi açıldı
15:13 Balıkesir'de yangın: 10 dönüm yandı
14:38 HPG'li Welat Hazır'ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:36 3 hasta tutsak için hayati risk uyarısı
14:24 İran İnsan Hakları Örgütü: Qerçek Cezaevi’nde tutsaklara işkence yapılıyor
13:32 ‘Komisyon zorla kaybettirilenlerin akıbetini ortaya çıkarsın’
13:23 Cumartesi Anneleri gazeteci Ferhat Tepe için adalet istedi
13:21 Fidan ile Sisi görüştü
13:21 Çanakkale’deki yangınlar kontrol altına alındı
12:44 Husilerden İsrail’e hava saldırısı
12:05 Samandağ’da trafik kazası sonrası tehlikeli gerilim