WAN - Siyasi tutsakların kapsam dışı bırakıldığı 11’inci Yargı Paketi’nin beklentileri karşılamadığını belirten hukukçular, “Paket gerçekten demokratik bir zihniyetin ürünü mü?” diye sordu.
Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve pek çok suçtan cezaevinde bulunan binlerce kişinin tahliye edilmesinin önünü açan 11’inci Yargı Paketi’ne ilişkin tepkiler gelmeye devam ediyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şube Eşbaşkanı Avukat Mehmet Salih Coşkun ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Cezaevi Komisyonu üyesi Avukat Erhan Çiftçiler, siyasi tutsakları kapsamayan bir paket için infaz eşitliğinden söz edilemeyeceğini vurguladı.
Hem komisyonda hem de genel kurulda günlerce tartışılan 11’nci Yargı Paketi’nin beklentilerinin altında kalan bir paket olduğunun altını çizen Mehmet Salih Coşkun, “Özelikle Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne ilişkin beklentilere dair hiçbir düzenleme yok. Covid 19 düzenlemesi olarak bilinen düzenlemeye paralel olarak, avukatlık kanununda birkaç değişiklik ve bazı mahkemelerin yargı yetkisine ilişkin düzenlemelerden ibaret bir pakettir. Covid 19 düzenlemesinde yine bir infaz eşitliği söz konusu değil, birçok suç covid 19 düzenlemesinin dışında tutulmuştu. Bu pakette de aynı şekilde dışında tutuldu” diye belirtti.
‘HASTA TUTSAKLAR ACİL SERBEST KALMALI’
Siyasi hasta tutsakların yargı paketinin dışında kalmasının kabul edilecek bir durum olmadığına vurgu yapan Coşkun, “Özelikle siyasi faaliyetleri dolayısıyla şuan cezaevinde tutulan kişiler örgüt suçlamasıyla yargılanıp örgütten dolayı ceza aldıkları için bu düzenlemenin dışında kalıyor. Özelikle söz konusu barış sürecinde tahliyesi beklenen hasta tutsaklara ilişkin herhangi bir düzenleme yok. Bu insanların bir an önce tahliye olmaları gerekirken 11. Yargı Paketi’nde ne yazık ki bunlara ilişkin bir düzenleme söz konu değil. Biz buradan tekrar ediyoruz; başta ağır hasta tutsaklar olmak üzere düşünce ve siyasi fikirlerinden dolayı cezaevlerinde tutulan kişilerin bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.
‘DEMOKRATİK ZİHNİYETİN ÜRÜNÜ DEĞİL’
Paketin Türkiye’nin demokratik standartlarına iyi gelen bir şey mi ya da kötü gelen bir şey mi sorusunu soran ÖHD’li Erhan Çiftçiler, “Bu paket acaba özgürlükçü bir paket miydi ya da Türkiye’nin özgürlüğüne veya Türkiye’nin demokratik standartlarına iyi gelen bir şey mi yoksa kötü bir şey mi? Buna bakmak gerekir. 11’inci Yargı Paketi ile ilgili tartışılan temel madde 27’nci maddedir ve bu maddede Covid yasası düzenlendi. Pakette ‘2023’de hazırlamış olduğumuz yasada adaletsizlik vardı biz şimdi bunu düzeltiyoruz’ denildi. Genel gerekçeleri buydu. Peki, gerçekten bu demokratik bir zihniyetin ürünü müydü? Böyle mi olması gerekiyordu? Buna bakmak gerekiyor” diye belirtti.
‘BU BİR REFORM MESELESİ DEĞİL’
2020’den bu yana çıkan paketlerin hepsinde siyasi suçların istisna tutulduğunu, adli suçlara da af getirildiğini anımsatan Çiftçiler, “Buna denetimli serbestlik deniliyor ama bu bir denetimli serbestlik değildir. Bu kişinin cezaevinden çıkmasıdır. Cezaevlerinde 410 bin veya 420 bin civarında adli tutuklu bulunmakta. Bunun dörtte biri dışarı çıkarılacak, siyasilerden kimse dışarı çıkarılmayacak. Siyasi tutsakların infaz süreçleri daha da sıkılaştırıldı ama adli tutuklular dışarı çıkarılacak. Birçok siyasetçi bunu bir reform olarak topluma sunacak ama bu bir reform meselesi değildir. 100 bin suçlunun tekrar topluma karışması meselesidir” diye kaydetti.
‘PAKETİN SÜREÇLE BİR ALAKASI YOK’
Barış ve Demokratik Toplum Süreci ile birlikte bu paketin büyük bir hayal kırıklığı yarattığını söyleyen Çiftçiler, “Sürecin güçlenebilmesi için demokratik toplum çalışmalarının olması gerekiyor. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın yer bulabilmesi gerekiyor ve toplumun buna göre şekillenmesi gerekiyor. Peki, toplumda bahsettiğimiz o ahlaki yapı, toplumda bahsettiğimiz o düşünen, üreten, kadın öncülüğü bu paketten istisna tutuluyor. Ama bu suçları işleyenler dışarıya çıkarılıyor, yani demokratik toplumu zedeleyecek demokratik toplumu ilerlemesini engelleyecek kişiler dışarıya çıkarılıyor. İşte tam da bu yüzden paketin süreçle bir alakası bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.
MA / Lütfü Pala
