AMED - TJA, 1 Ekim’de Amed’den Ankara’ya “Umutla özgürlüğe Yürüyoruz” şiarıyla yürüyüş düzenleyecek. TJA, “Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü biz kadınların ve halkların özgürlüğüdür” vurgusu yaptı.
Tevgera Jinên Azad-Özgür Kadın Hareketi (TJA), "Umutla Özgürlüğe Yürüyoruz" şiarıyla Amed’den Ankara'ya düzenleyeceği yürüyüşe dair Amed’de bulunan Cemil Paşa Konağı'nda açıklama gerçekleştirdi. Açıklamaya Barış Anneleri Meclisi, TJA aktivistleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) il ve belediye eşbaşkanları ile çok sayıda kadın katıldı.
Açıklamanın Kürtçesini DEM Parti Mêrdîn Milletvekilli Beritan Güneş, Türkçesini ise TJA’lı Hülya Alökmen okudu.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün önemine değinen Hülya Alökmen, “Her adımımız mücadelenin onlarca yıllık mirasını referans alırken, umut bizler için ışık; özgürlük ise ufuk noktası olmaktadır. Ufka bakarak omuz omuza yürüdüğümüz bu yol en haklı davanın ayak seslerini işitecektir. İnkâr ve asimilasyon politikalarına karşı Kürt halkına umut ışığı olan Halklar Önderi Abdullah Öcalan için kadınlar olarak yürüyoruz. Kürt sorununun demokratik çözümü için her fırsatta çağrı yapan Halklar Önderi Abdullah Öcalan, çözümün tek muhatabı olmaktadır. Kendi hukukunu yok sayarak İmralı tecrit sistemini devam ettiren, zamana yayarak çözümsüzlüğü dayatan iktidara sesleniyoruz; Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü biz kadınların ve halkların özgürlüğüdür. Hakikate dayanan çözümün yolu, İmralı tecrit sisteminin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Demokratikleşmenin turnusolu, toplum için Önder Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü olmaktadır. Önderliğimizin özgürlük koşullarının sağlanması demokratikleşmenin ve barışın yolunu açacaktır” dedi.
‘ÖZGÜR YAŞAM KOŞULLARI SAĞLANMALI’
Hülya Alökmen, ulus devletlerin kriz alanına dönüştürülen ve yeniden dizayn edilmek istenen Ortadoğu için Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın sunduğu paradigmanın hayata geçmesi başta kadınlar ve ezilen uluslar için hayati önemde olduğunu söyledi. Baş aktör rolüyle özgür yaşar ve çalışır koşullara erişmesi gereken Abdullah Öcalan’ın Ortadoğu’nun kalıcı barışını da sağlayacak en temel aktör olduğunu kaydeden Hülya Alökmen, “Bu temelde devleti adaletin gerekliliklerini yerine getirmeye çağırıyoruz. ‘Umut hakkı’ kapsamında verilen ihlal kararları doğrultusunda Türkiye’nin yapısal değişikliği gerçekleştirecek yasal düzenlemeleri sağlaması, bu kapsamda Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayacak mekanizmaları derhal oluşturması gerekmektedir. Meclis çatısı altında oluşturulan çoğulcu ‘Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ misyonunu ancak Halklar Önderi Abdullah Öcalan ile görüşerek tamamlayabilir. Sorunun çözümünde Meclisin rolü önemlidir. Çözümün muhatabı yalnızca Önder Abdullah Öcalan’dır. Çözüme umutla bakılan ve halkta heyecan yaratan 27 Şubat çağrısının tüm gerekliliklerini yapan Önder Öcalan ile komisyon derhal görüşmeyi sağlamalıdır” diye konuştu.
UMUT HAKKI
“Umut hakkı”nın uygulanması sürecin ilerlemesi, barışa ve özgürlüğe giden yolu açacağını belirten Hülya Alökmen, “Umut hakkı artık yaşamsal bir gereklilik olurken, çözüm talebi yalnızca Kürt halkının değil; çok kimlikli, çok kültürlü Ortadoğu ve Türkiye toplumu başta olmak üzere tüm dünya halklarının ortak talebine dönüşmüştür. Güney Afrika’dan İrlanda’ya, Latin Amerika’dan farklı coğrafyalara uzanan örnekler bize göstermektedir ki baş aktörlerin özgür olmadığı hiçbir süreç kalıcı barışı inşa etmemiştir, etmeyecektir. Dolayısıyla uluslararası toplumun da “başka bir yaşam mümkün” olduğu bu sorumluluk karşısında sessiz kalma lüksü yoktur. Sessizlik yalnızca Kürdistan’ı değil, tüm bölgenin geleceğini tehlikeye atmaktır. Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın evrensel nitelik taşıyan kadın perspektifleri ile enternasyonal kadın mücadelesi arasında güçlü bağlar kurulmuştur. Bizler buradan tüm halkların kadınlarına çağrı yapıyoruz: Kürt kadınlarının özgürlük ve barış mücadelesi ile dayanışmaya ve ortak mücadeleyi büyütmeye çağrı yapıyoruz” diye belirtti.
TOPLUMSAL BARIŞ İLKESİ
Hülya Alökmen devamında şunları dile getirdi: “Biz kadınlar, devletli uygarlıkla birlikte savaşların, yoksullukların, baskıların cenderesi altında yüzyılı kaybettik. “Kadın sorunu tüm sorunların başında geliyor” diyen Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın perspektifi ve mücadelesi ile özgürlük arayışına başladık. Kendi özgürlüğümüzü, toplumumuzun özgürlüğünden ayırt etmedik. Fakat bizler biliyoruz ki, bizlerin özgürlüğü de yalnızca Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüyle mümkün olacaktır. Varlık sorununu aşan Kürt halkı için de zaman şimdi; özgür önderlikle özgür toplumda buluşma zamanıdır. Bir asırdır kültürel soykırım kıskacında yaşayan Kürt halkı direnişle varlığını korumayı başarmış; diliyle, kültürüyle, inançlarıyla demokratik bir toplumun asli bir öğesi olarak tanınmayı, adalet ve eşitlik temelinde istemektedir. Kürt halkının haklarının anayasal güvenceye alındığı ve iradesinin kabul edildiği, kolektif haklarının tanındığı bir ülke toplumsal barışın esas ilkesi olacaktır.”
Açıklama “Jin, jiyan, azadî” sloganıyla son buldu.